Kist nedir? Kist neden olur? Belirtileri nelerdir?

Kistler, vücudun farklı doku ve organlarında meydana gelen tipik olarak içleri hava veya sıvı ile dolu kabarcık veya kapsül benzeri keselerdir.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kistler, vücudun farklı doku ve organlarında meydana gelen tipik olarak içleri hava veya sıvı ile dolu kabarcık veya kapsül benzeri keselerdir. Milimetrik boyutta olabileceği gibi zamanla büyüyerek vücutta birtakım tehditler oluşturabilir.

Bulundukları dokunun normal bir parçası olmayıp çevreleri kist duvarı (cidarı) olarak da adlandırılabilecek bir zarla kaplıdır. Bu zar kisti bulunduğu doku ve organdan ayırır. İçlerinin iltihap ile dolu olması durumunda bunların bir kist değil apse olarak adlandırılması gerekir.

Kistlerin birçoğu iyi huyludur. Kanserleşme eğilimi göstermezler ve çok büyük olmadıkları sürece herhangi bir belirtiye neden olmazlar. Fakat her ihtimale karşı, özellikle belirli bir süre içerisinde kendiliğinden kaybolmayan, büyüme eğiliminde olan, ağrı ve benzeri şikayetlere yol açan kistler cerrahi operasyon yardımıyla çıkarılmalıdır.

KİST NEDEN OLUR?

Enfeksiyonlar ve yağ bezelerinin tıkanması gibi birtakım nedenler kist oluşumuna zemin hazırlayabilir. Fakat herhangi bir nedene bağlı olmadan da kistlerin oluşumu söz konusu olabilmektedir. Kistlerin oluşumunda rol oynayan faktörlerden bazıları şunlardır:

-Genetik faktörler

-Doğumsal (konjenital) hastalıklar

-Vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan iyi ya da kötü huylu tümörler

-Hücre deformasyonları ya da hücre ölümleri

-Kronik enflamatuar rahatsızlıklar

-Enfeksiyonlar

-Geçirilen cerrahi operasyonlar

-Travmalar ve yaralanmalar

KİST BELİRTİLERİ NELERDİR?

Küçük ve belli belirsiz olan kistler genellikle herhangi bir belirtiye neden olmaz. Bununla birlikte, kistlerin çoğu şişlikler şeklinde kendini gösterir. Belirtiler ise kistin bulunduğu vücut bölgesi ve tipine göre değişkenlik gösterir.

Bazı kist türlerinin yaygın görülen belirtileri şu şekildedir:

Kadınlarda sık karşılaşılan yumurtalık kistleri bazı durumlarda asemptomatik olsa da bazı vakalarda oldukça şiddetli seyreder. Bu durumda, karında ağrı ve şişlik, adet öncesi ve adet döneminde pelvik ağrı, düzensiz adet kanamaları, bağırsak hareketleri sırasında ağrı hissi, sırt ve bel ağrıları, mide bulantısı ve kusma, kısırlık, hormonal dengesizlik ve cinsel ilişki sırasında ağrı gibi belirtiler görülür.

Epidermoid ve dermoid kistler yumru şeklinde kendini gösterir. Genellikle içi dolu olan bu kistler gözle görülür şekilde ve kırmızımsı renktedir.

İç organlarda görülen kistler belirti göstermeyebilir. Bununla birlikte, akciğer, karaciğer ve böbrek gibi organlarda işlev kaybı ve bu bölgelerde ağrıya neden olabilir. Böbrek kistinde bulantı ve kusma da görülebilir.

Bu belirtiler kistin tipine göre değişebileceği gibi kistin boyutuna göre de farklılaşır. Karaciğer, akciğer ve böbrek gibi organlarda çok büyük boyutlara ulaşan kistler, keskin ağrılara neden olabilir. Bu ağrılar deri altında görülen çok büyük kistler nedeniyle de oluşabilir.

Bazı durumlarda bu ağrıların şiddeti artabilir. Hastaların belli pozisyonlarda durması ya da ani hareket etmesiyle ağrı şiddetlenebilir. Bazı durumlarda ise içi sıvı dolu kistin patlaması da ağrıya neden olur. Bu durumda çok keskin ve dayanılmaz acıya sebep olan belirtiler görülebilir. Böyle bir durumda, hastaların vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.

KİST VE TÜMÖR ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Kist ve tümör görünüm itibariyle benzer özelliklere sahiptir. Bununla birlikte, yapıları tamamen farklıdır. Kistler de tümörler gibi iyi ya da kötü huylu olsa da çoğu kist vücutta herhangi bir hasara neden olmaz. Kistlerin daha çok deri altı ve yumurtalıklarda çıktığı söylenebilir. Çoğu iyi huyludur ve yavaş gelişim gösterir. Genel anlamda başka bir hastalığa neden olmaz.

Tümörler ise vücudun herhangi bir bölümü ve dokusunda ortaya çıkabilir. Kötü huylu tümörler kanserle ilişkilidir. Hızlı bir şekilde yayılabilir ve şiddetli belirtilere neden olabilir.

KİST TÜRLERİ NELERDİR?

Yumurtalık ve rahim kistleri: Yumurtalıklarda oluşan folikül kistleri, korpus luteum kistleri ile rahimde endometrium tabakasında oluşan çikolata kistleri bu gruba girer. Birçoğunda öncelikle ilaç tedavisi ve takip önerilir. Kendiliğinden iyileşmeyen kistler ise cerrahi teknikler yardımıyla çıkarılır. Yumurtalıklarda çok sayıda küçük yapılı kist gelişimi ile karakterize polikistik over sendromunda ise ilaç tedavisi ile takip bir arada yürütülür. Bazı durumlarda ise cerrahi operasyonlar önerilebilir.

Meme kistleri: Meme dokusunda oluşan kistler ağrı ve göğüs görünümündeki değişikliklerle kendini belli eder. Memede kist tespit edildiği durumlarda kistin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun araştırılmasına yönelik uygulamalar yapılır. İyi huylu kistlerde takip önerilebilirken kötü huylu kistlere yönelik onkolojik tedavi başlatılır.

Böbrek kistleri: Böbrekte kist oluşumu yüzey tabakasında veya organın iç kısmında gerçekleşebilir. Polikistik böbrek hastalığı şeklinde birden fazla küçük yapılı kistin varlığı da söz konusu olabilir. Kistlerin organın çalışma kapasitesi üzerindeki etkileri ve kanserleşme eğilimleri belirlenerek tedavi planı buna göre şekillendirilir.

Beyin kistleri: Araknoid kist olarak da adlandırılan beyinde kist oluşumu, doğumsal veya sonradan gelişimli olabilir. Psikiyatrik hastalıklar üzerinde de etkili olduğu düşünülen beyin kistlerinin tedavisi bulunduğu bölgeye göre cerrahi girişimler veya baskılayıcı ilaçlar ile şekillendirilir.

Deri altı ve deri üstü kistleri: Derinin çeşitli katmanlarında oluşabilen kistler gözle görülebilir olmaları nedeniyle kolaylıkla teşhis edilirler. Bu kistlerin birçoğu basit ve kısa süren cerrahi operasyonlar ile küçük kesiler açılarak çıkarılır ve patolojik incelemeye gönderilir.

Hidatik kistler: Vücutta oluşabilecek en tehlikeli kistler olan hidatik kistler; akciğerler, karaciğer ve kalp gibi dokularda ciddi boyutlu olumsuzluklara neden olur. Köpek dışkısında bulunan tenya yumurtalarının besinler ve hijyenik olmayan sular ile insan vücuduna girmesi sonucunda gelişen bu hastalık ağır ve sinsi bir şekilde ilerleyerek hayati risk oluşturabilir.

KİST TANISI NASIL KONUR?

Kist tanısında öncelikle fiziki muayene sırasında hastalarda hangi belirtilerin görüldüğüne bakılır. Boyut olarak büyük kistler ağrı gibi belli semptomlara neden olabilir. Bu belirtilerin vücutta nerede görüldüğü de oldukça önemlidir. Ayrıca, deri altı ya da üstünde ortaya çıkan şişlikler kistin daha kolay tespit edilmesini sağlar.

Özellikle iç organlarda meydana gelen kistler için tanı sürecinde görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır. Ultrasonografi, kesin tanı için öncelikli olarak kullanılan yöntemdir. Yumurtalık kistleri başta olmak üzere karaciğer, akciğer ve böbrek kistlerinin teşhisinde ultrasonografi yöntemine başvurulur. Bu sayede, kistin tam konumu ve boyutları hakkında detaylı bilgi elde edilebilir.

Bazı durumlarda ise hiçbir belirti göstermeyen kistler tesadüfen keşfedilir. Bu durumda, hastalar, farklı bir nedenle sağlık kurumuna başvurmuş olabilir. Kistin boyutu ve konumuna göre ciddi bir rahatsızlığa neden olabileceği durumlarda cerrahi yöntemlerden faydalanılır.

KİST NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Kistlerde tedavi süreci, kistin hangi organ ve dokuda bulunduğuna ve türüne göre farklılık gösterir. İyi huylu olduğu tespit edilen, büyüme eğiliminde olmayan ve kişide herhangi bir rahatsızlığa yol açmayan kistlerde genellikle düzenli takip önerilir.

Belirli bir süre takip edilen ve türüne göre ilaç kullanımı ile desteklenen kist olgularında kendiliğinden iyileşme gözlenebilir. Fakat uzun süre boyunca takip edilmesine rağmen iyileşmeyen, küçülmeyen veya büyüme eğiliminde olan, kanser şüphesi bulunduran kistler genellikle hekim önerisi ile cerrahi operasyon yardımıyla çıkarılır. Deride oluşan kistler lokal anestezi uygulanarak kistin boyutuna göre değişen boyutlardaki kesilerle basit şekilde çıkarılabilir.

Yumurtalık kistlerinde hormon ilaçları ve doğum kontrol haplarının kullanımı ile kist oluşumuna yol açtığı düşünülen adet düzensizliği gibi olumsuzluklar ortadan kaldırıldıktan sonra birkaç ay süre ile kistler takip edilebilir. Fakat belirli bir süre zarfında iyileşmeyen ve boyutu itibariyle organların sağlığı üzerinde risk oluşturan, kısırlığa yol açan kistler uygun cerrahi teknikler yardımıyla alınmalıdır.

Konumu itibariyle çıkartılamayacak pozisyonda bulunan veya operasyonun tehlike arz ettiği hassas bölgelerde oluşan içi sıvı dolu kistlerde bir iğne yardımıyla kistin içi boşaltılabilir. Cerrahi operasyon yardımıyla alınan tüm kistler ve iğne yardımıyla boşaltılan kistlerde kistin içerisinden boşaltılan sıvı örnekleri mutlaka patoloji laboratuvarlarına inceleme için gönderilmeli ve çıkacak sonuca göre sonraki tedavi planı belirlenmelidir.

Eğer siz de vücudunuzun herhangi bir organ veya dokusunda kist olduğunu öğrendiyseniz, tespit edilen kist hakkında detaylı şekilde muayene ve taramadan geçmek üzere bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Yapılacak tanı testleri sonucunda kistinizin türü ve neden olabileceği olumsuzluklar belirlendikten sonra hekiminizle birlikte tedavi ve takip sürecinizi planlayabilirsiniz.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kist nedir? Kist neden olur? Belirtileri nelerdir?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap